“Bastırılmış libido, kitlelerin itaatini mümkün kılar.” – Wilhelm Reich
1. Neye Benzer?
Düşün ki, bir çocuk büyürken her arzusu “ayıp”, her sorusu “sus”, her hareketi “dur” ile bastırılmış.
Zamanla, kendi bedeninden utanmayı öğrenir.
Duygusunu saklar.
Hazdan korkar.
İtaat eder.
Bu çocuk büyüdüğünde, bir lider çıkıp “Ben senin yerine düşünürüm” dediğinde, içten bir rahatlama hisseder.
İşte bu, faşizmin kitle psikolojisidir.
İçsel bastırma, dışsal otoriteyi davet eder.
2. Neden Önemlidir?
Reich’a göre cinsellik bireysel bir mesele değildir. Bastırılan her arzu, kolektif enerji alanında sıkışma yaratır.
Ve o enerji:
- Ya bir düşmana yöneltilir,
- Ya lidere tapınmaya dönüşür,
- Ya da kendine zarar verme şeklini alır.
Bugün hâlâ kadın bedeninin kontrol edilmesi, LGBTİ+ varlıkların hedef gösterilmesi, çocuklara cinsel eğitimin engellenmesi…
Bunların hepsi sistemin enerji denetimiyle ilgilidir.
Çünkü özgürce hisseden insan, özgürce düşünmeye başlar.
3. Ne İşe Yarar?
Bu bakış açısı, politikayı yeni bir yerden anlamamızı sağlar:
- Bir rejimin ne kadar otoriter olduğunu anlamak için o toplumun cinsellikle ilişkisine bak der Reich.
- Eğitim sistemleri, aile yapıları, dinî kurallar ve toplumsal normlar—hepsi bir libido mimarisidir.Ve biz o mimarinin içinde “normal” olmaya çalışırken, asıl kendimizi kaybederiz.
4. Son
Faşizm bazen bir bayrakla gelmez.
Bazen bir iç ses olur:
“Bu fazla oldu.”
“Bunu düşünmek bile ayıp.”
“Ben kimim ki?”
İşte o ses, içselleştirilmiş otoritenin yankısıdır.
Ve onu susturmanın ilk adımı:
Kendi bedeninin sesine kulak vermektir.
Çünkü arzunun bastırılmadığı bir toplum, itaatin değil, sevginin düzenidir.