“Cinsellik, bir eylem değil—bir akış olarak yaşanmalı.”
Cinsellik, iki bedenin teması değildir yalnızca.
İki nefesin, iki kasın, iki duygunun, iki geçmişin birbirine değmeden önce hissetmeye başladığı bir akıştır.
Tıpkı su gibi…
Kuvvetle bastırılırsa kaçar,
tutulursa bulanır,
ama alan verilirse akıverir.
Neden önemli, çünkü çoğu insan için cinsellik:
- Ya performans,
- Ya görev,
- Ya da ödül gibi kodlanmıştır.
Oysa sağlıklı yaşanan cinsellik:
- Zorunluluktan değil, istekten doğar.
- Sonuç için değil, temasın kendisi için vardır.
- “Birlikte” değil, eşzamanlı olarak var olmaktır.
Cinsellik, iki bedenin senkronize olduğu anda ortaya çıkan enerji titreşimidir.
Bu anlayış:
- Rutinleşmiş ilişkilerde yeniden derinlik yaratır.
- Bastırılmış hazların önünü açar.
- Arzunun, yalnızca fiziksel değil duygusal ve enerjetik düzeyde nasıl yaşanabileceğini gösterir.
Ayrıca cinsellik:
- Bedenin iç bilgeliğiyle uyum kurar.
- Duyularla temas kurar.
- Güvenli, özgür, duyarlı, anda olan bir alan yaratır.
Cinsellik, hız değil ritim,
hedef değil yolculuk,
dokunuş değil titreşimdir.
Ve yaşanması gereken şey,
bir şey yapmak değil—
birlikte var olmaktır.
Eklenme Tarihi: 30 Nis 2025